Geçenlerde birkaç gün bir arkadaşımda kaldım, yaşlı annesi de onlarla birlikte kalıyordu, kocası beyin kanaması geçirmiş hastanede idi, onunda bazı sağlık problemleri olmuş son 1 yılda o yüzden kızının evinde kalıyordu. İşten eve yorgun geldikleri için pek kimsenin onunla konuşmadığını farkettim o yüzden ben sohbet etmek istedim, açıkçası yaşlıların hikayelerini dinlemeyi seviyorum. Bacaklarınızdaki rahatsızlık nedir diye sorduğumda bana yaklaşık 1 saatte bacaklarındaki sargıların hikayesini anlattı, eşinden bahsetti, hastaneye onu görmeye gidemediğinde nasıl üzüldüğünü ve onu sorduğunu. Çok konuşuyor diye kimse onunla konuşmuyordu o yüzden ben her uğradığımda yanına oturup konuşmasını dinliyordum sen son gün ayrılırken elimi tuttu bana teşekkür etti, sen bir daha geldiğinde çok daha iyi olacağım dışarı da çıkarız dedi… Çok duygulandım çünkü aslında çok tatlı bir insandı ve evde onunla kimsenin ilgilenmemesine açıkçası çok üzüldüm ama benim haddime değildi birşey söylemek. Aradan 2 gün geçti, öldüğünün haberini aldık, açıkçası şok oldum ciddi bir rahatsızlığı yoktu, iyiydi ve daha da iyi olmak için umutluydu! Ama gitti…
Bu anlattıklarımdan 2 çıkarım yapmak istiyorum, ilki hem kendi büyüklerinizi, hem de diğer yaşlıları ziyaret edin onlarda inanılmaz hikayeler ve deneyimler var ve paylaşacak kimseleri yok. İkincisi de bu da bir kez daha gösteriyor ki hayat çok kısa, her an son bulabilir, sevdiklerinizi ziyaret edin, arayın, onlara sevdiğinizi söyleyin ve vakit ayırın. Ve en önemlisi hayatı yarın yokmuş gibi yaşayın ve gerçekten birşeyleri ertelemeyin, bol kahkaha, sevgi ve sevdiklerinizle yapılacak hoş sohbetten kıymetlisi yok… Sağlıcakla kalın…